DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

29 Kasım 2010 Pazartesi

MEŞALELİ YÜRÜYÜŞ - 7

TEKEL İŞÇİLERİNDEN MEŞALELİ YÜRÜYÜŞ

TEKEL işçileri, Tek Gıda İş sendikası önündeki direnişin 56. gününde meşaleli yürüyüş düzenledi. 28 Kasım günü Taksim Galatasaray Lisesi’nde biraraya gelen 200’ü aşkın kişi “TEKEL İşçisi Yalnız Değildir”, “Her Yer TEKEL Her Yer Direniş”, “Kahrolsun Sendika Ağaları” sloganlarıyla Taksim Meydanı’na kadar yürüdü.
Emekli Senlilerin de önlükleriyle katıldığı yürüyüşte Türkan Albayrak, Bilgesu Erenus, Ruhan Mavruk, Sırrı Süreyya Önder ve Temel Demirer de yeraldı.
Meydana gelindiğinde aydınlara ve Türkan Albayrak’a bir konuşma yaptı ve  “TEKEL işçilerini yalnız bırakmayalım” dedi.
Trabzon TEKEL işçisi Salim Yılmaz basına bir açıklama yaparak 4-C’nin getireceklerinden, Tek Gıda İş yöneticilerinin saldırılarından sözetti. Yılmaz, TEKEL işçilerinin, İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır ve Adıyaman’da bu mücadeleyi yeniden örgütlemeye başladıklarını belirttiği açıklamasında, “4-C iptal edilene kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Eylemde, sendikacıların ve polisin saldırısında yaralanan Metin Arslan da konuşarak “Saldırı bizim haklılığımızı bir kez daha göstermiştir” derken eylem sloganlarla bitirildi.


BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

Türk-İş’in, Tek Gıda-İş’in, DİSK ve KESK’in Suskunluğu
4 C’ye ve Güvencesiz Çalışmaya Karşı Mücadelemizin Haklılığını
Ortadan Kaldırmıyor! — Biz Haklıyız, Biz Kazanacağız!

Değerli Basın Emekçileri
Ankara’da 78 gün direnen TEKEL işçileri olarak aynı kitlesellikte olmasak da 4 C’yi iptal ettirme hedefimiz hiç değişmedi.

Ankara’daki kadar kitlesel değiliz çünkü AKP hükümetinin oyalamaları devam ediyor ve Tek Gıda-İş Sendikası mücadeleyi devam ettirmekten vazgeçti. Anayasa Mahkemesinin kararını bekleyeceğiz diyerek süreci zamana yayıp, mücadeleden kaçıyor.

Oysaki 4  C demek sözleşmeli, belirsiz, güvencesiz, sendikasız, taşeron tipi çalışma demektir. Sadece TEKEL işçilerini değil, kamu-özel ayrımı olmaksızın bütün işçi sınıfının başındaki en büyük tehdit ve beladır.
Bu nedenle Türk-İş, Tek Gıda-İş 4 C’ye karşı mücadeleden geri duruyor olması, bizim haklı ve meşruluğumuzu etkilemez; ancak onların ne mal olduğunu ortaya koyar!

Değerli Basın Emekçileri,
4 C’ye karşı mücadelenin sadece TEKEL işçilerine ait bir mücadele olmadığını söylerken, DİSK’i ve KESK’i de mücadelenin kenarından süreci izleyen tutumunun, “Dur bakalım ne olacak?” tavrının ya da Türk-İş ve Tek Gıda-İş karşısında diplomasi yapmasının hiçbir anlamı yoktur.

DİSK ve KESK mücadelenin en önünde yer almalı, Türk-İş ve Tek Gıda-İş mücadeleyi yerde bırakıyorsa, yerden kaldırıp omuzlamalıdır. İşçi sınıfının ve TEKEL işçilerinin onlardan beklediği budur.
Çünkü 4 C onların da birinci sorunudur.

DİSK’in metal işkolundaki sözleşmelerinde, tersanelerdeki, hastanelerdeki üyelerine dayatılan 4 C’den başka nedir?
KESK’in eğitimde, sağlıkta, maliyede, belediyede, postanelerde çalışan üyelerine dayatılan 4 B, 4 C başka nedir?
Öyleyse durmak, beklemek, diplomasi yapmak, zamana yaymak niye?

Değerli Basın Emekçileri
2. TEKEL Direnişi 4 Ekim’de İstanbul’da Bulunan Tek Gıda-İş Genel Merkezine girişimizin polis eliyle engellenmesi üzerine başladı. 4 Ekimden itibaren de aralıksız devam ediyor.
AKP hükümetine, büyük sermayeye ve İMF politikalarına karşı yürüttüğümüz  mücadelemizi sendika bürokrasisine karşı, yani Tek Gıda-İş yönetimine karşı da çevirmiş olmamızın nedeni işçilerin sendikaya sokulmaması ve sendikamızın yöneticilerinin söz verdikleri mücadeleyi terk edip işçilere karşı mücadeleye başlamalarıdır.

Kamuoyu işçiler sendikaya karşı eylem yapıyor diyerek bugüne kadar yanlış bilgilendi.
Hayır, sendika yönetimi, Mustafa Türkel ve diğer yöneticiler işçilere karşı eylem yapıyor.
İşte size kanıtı: 24 Kasım günü işçilerin yumurtalı protestosuna karşılık olarak Tek Gıda-İş Genel Başkanı ana-avrat küfür edip, özel güvenlik elemanlarını, şoför ve korumalarını işçilerin üzerine saldırttı; bu saldırı devam etmesini ise, polisin havaya ateş açarak arkadaşlarını kurtarmaya gelen işçileri geri püskürtmesiyle devam etti.

Cevizli TEKEL işçisi Metin Arslan bu saldırıda yaralanmış ve konu adliyeye intikal etmiştir.
Şimdi şu soruları soruyor ve cevabını arıyoruz:
  • Sendikanın görevi işçilere saldırmak mıdır?
  • Mustafa Türkel’in amacı nedir?
  • Mustafa Türkel’in verdiği sözleri tutmadığını söylemek ve sözlerini tutmasını istemek suç mudur?
  • İşçilere şiddet uygulamak kabul edilebilir mi?
  • İşçiler mi sendikaya karşı eylem yapıyor, yoksa Tek Gıda-İş mi işçilere düşmanca saldırıyor?
  • Polisin görevi işçileri üyesi oldukları sendikaya sokmamak mıdır?
  • Polisin görevi saldırganları korumak mıdır?
  • Havaya neden ateş açılmıştır.
Değerli Basın Emekçileri,
Tek Gıda-İş yönetimi gangster sendikacılık örneği sergilemiştir. Bu nedenle de kınanmalı, teşhir edilmeli, emek hareketi içinden kovulmalıdır. Tek Gıda-İş yönetimi 78 günlük Ankara direnişinin ardından kamuoyunda edindiği itibarı yerle bir etmiş, üyelerine ve işçi sınıfına ihanet etmiştir.

Bu saldırı kimin haklı ve meşru, kimin haksız ve yasadışı olduğunu ortaya koydu. Bundan sonrası  işçi ve devrimci kamuoyunun yargılamasına; onların vereceği karara göre yapılacakların kararlaştırılmasına kaldı.
Bu nedenle de 4 C’ye karşı yürüttüğümüz mücadelemizin bir ayağını da Tek Gıda-İş yönetimini teşhir etmek, sendika bürokrasisine karşı mücadele etmek oluşturacaktır.
TEKEL işçileri İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır ve Adıyaman’da bu mücadeleyi yeniden örgütlemeye başladılar bile.

Diyarbakır başta olmak üzere kapatılacak işyerlerindeki işçiler yeni eylem ve etkinliklere hazırlanıyorlar.
4 C iptal edilene kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz.

4 C İptal Edilsin!
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Biz Haklıyız Biz Kazanacağız!

TEKEL İŞÇİLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder