DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

26 Kasım 2010 Cuma

TKP'DEN, SENDİKACILARIN SALDIRDIĞI TEKEL İŞÇİLERİNE GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETİ

TKP'DEN, SENDİKACILARIN SALDIRDIĞI TEKEL İŞÇİLERİNE GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETİ

Daha önce, 2. Tekel direnişini benimsemediği yönünde açıklama yapan TKP, 25.11.2010 günü akşam saatlerinde, Mustafa Türkel’in talimatıyla saldırıya uğrayan TEKEL işçilerini ziyaret etti. Geçmiş olsun dileklerini ileterek “saldırıyı kınıyor ve sendikayı özür dilemeye çağırıyoruz” denildi.

GÜÇDER olarak da kınama açıklaması yaptıklarını dile getiren TKP’liler. “Eyleminizin niteliği açısından farklı düşünsek de
saldırıyı onaylamıyoruz.” dediler.

Bir TEKEL işçisi “Ben de parti üyesiyim. Siz, sendika özür dilemelidir diyorsunuz, biz TEKEL işçileri olarak Türkel ve sendikacılar istifa etmelidir diyoruz. Bize saldıran ve arkadaşlarımızı yaralayan bizzat sendikacılar ve onların adamlarıdır.” dedi.



TKP İstanbul İl Komitesi adına konuşan Mehmet Karaoğlu; “Direnişiniz ve burada bulunmanıza dair söyleyeceklerim yeni değil ve bildiğiniz şeyleri duyacaksınız. Önceden de dile getirmiş ve yazmıştık. Mücadelenin bazı somut göstergeleri vardır. Mücadele açısından birinci derecede önemli olan niceliktir. 78 günlük Ankara direnişiniz bu özelliği taşıyordu ve bütün işçilerin de desteğini almıştı. Biz de elimizden gelen tüm gücümüzle TKP olarak destek sunduk. İstanbul’dan Ankara’ya otobüsler kaldırdık. İkinci gösterge ise hedef’e dairdir. Sermaye hedef alınmalıdır. AKP bütünlüklü bir saldırı içinde, AKP’ye karşı mücadele edilmelidir. Sendikacılara karşı mücadelenin de sermayeye karşı verilen mücadele içinde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çadırlarınız mesela bir AKP önünde olmalıydı” dedi.

Bir TEKEL işçisi bu sözlere itiraz etti: “Biz mücadele etmek için buradayız, mücadelenin önündeki engel sendika yönetimi ve onu mücadeleye çağırmak için buradayız” dedi.  “Evet 4 C’yi AKP çıkarttı ve ona karşı mücadele etmeliyiz ve ediyoruz da. Bu kesin. Ama bizi satan kendi sendika yöneticileri ve onlara karşı da mücadele etmemiz gerek. Bu nedenle buradayız. Ne zaman mücadele için yola çıksak önümüzü sendika bürokratları kesiyor, bizi engelliyor” dedi.

Saldırıda yaralanan Cevizli TEKEL işçisi Metin Arslan da TKP’li ziyaretçilerine özetle şunları söyledi; “TEKEL işçileri olarak sendika ağalarına karşı önceden de itirazlarımız ve protesto eylemlerimiz oldu. 300 TEKEL işçisiyle genel kurula giderek protesto gösterileri yapmışlığımız da var. İşçiler olarak, hiçbir zaman ve hiçbir dönemde böylesi hakaret ve küfürlere, şiddet ve saldırılara muhatap olmadık. AKP karşımızda net ve açıkça duruyor, sınıf düşmanımızı da tanıyoruz biz. Mustafa Kumlu Türk-İş’in başında, hükümetle ilişkisini de karşımızda olduğunu da çok açık biliyoruz. Ama, Mustafa Türkel gibiler içimizdeki düşmanlar ve birileri onu solcu sendikacı gibi lanse etmeye çalışıyor. Türkel Türk-İş’in başına oynuyor ve bazı solcular da buna destek oluyor. Türkel Türk-İş’in başına geçecek olursa vay halimize. İşte kirli ve kanlı icraatları. Herkes safını netleştirmeli ve nerede durduğunu bilmelidir diyoruz. Bazı sol kurumlar hala onun arkasında ve bize yapılan saldırıyı bile onun ağzından veriyorlar. Önce kendi içimizdeki düşmanlara, Türkel gibilere karşı mücadele etmek ve önümüzdeki engelleri temizlemek zorundayız. Mücadele etmek ve önümüzdeki engelleri aşmak için buradayız ve kimse bizim burada bulunmaktan mutluluk duyduğumuzu da sanmasın.

"Sınıf mücadelesini her zaman sayılarla değerlendiremeyiz. Biz kitlesel eylemler de örgütledik ve yaptık. Sizinle, GÜÇ-DER’li arkadaşlarınızla da Ankara’da Anayasa Mahkemesine gittiğimizde bir avuç değil miydik? GÜÇ-DER 6-7 kişiyle gelebilmişti ve biz TEKEL işçileriyle birlikte toplam sayı 25 kişi kadardı. Sayımız az diye geri durmadık, gittik ve sesimizi duyurduk. Buradaki eylemimizde dönüşümlü bir katılımla sürüyor ve 50 kişilik bir sayısal sirkülasyonumuz var. TKP ve EMEP gibi örgütler TEKEL işçileri arsında ne kadar örgütlü olduklarını dile getiriyorlar. Buyurun gelin, hep birlikte mücadeleyi örgütleyelim. Mesele sayısallıksa bu aşılır. Buradan kalkar yola çıkarız; AKP’nin önüne de gideriz, Anayasa Mahkemesinin önüne de gideriz. Gidiyoruz da zaten. Bizim hedefimiz sadece 4 C’de değil ki. Sorun sadece TEKEL işçisinin sorunu değil ki.  Bütün güvencesiz çalışma koşulları da dâhil olmak üzere taşeronlaştırmaya, sendikasızlaştırılmaya ve işten atmalara karşı bir mücadeleyi birlikte örelim diyoruz. Her Pazar Galatasaray Taksim arsında yürüyüş ve eylem gerçekleştirerek birlikte mücadele edelim çağrısı yapıyoruz. Sizi de yürüyüşlerimize bekleriz” dedi.

"Gelmeniz için illaki yumruk yememiz mi lazım?"
Ayrılırken, TKP'liler işçileri kuruluş yıldönümü etkinliklerine çağırarak yanınızdayız dediler. Bunun üzerine bir tekel işçisinin eşi, "Gelmeniz için illaki yumruk yememiz mi lazım, her zaman gelin." diyerek sitemlerini iletti.
ZİYARETÇİ DEFTERİNE YAZILANLAR

“Tekel işçilerine yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Polisin, özel güvenliğin işçiye el kaldırması asla kabul edilemez. Sendikanın buna destek olması ise yine şiddetle kınadığımız bir durumdur. Tek Gıda-İş, acilen bu konuda özür dilemelidir. Geri adım atmalıdır.
Mehmet Karaoğlu – TKP İstanbul İl Komitesi”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder