DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

12 Kasım 2010 Cuma

2. TEKEL DİRENİŞİNE DESTEK İÇİN YAPILAN EYLEMLER

İZMİR’DE DİRENENLERE DESTEK İÇİN BASIN AÇIKLAMASI

23 Ekim 2010 Cumartesi günü, saat 18.00’de Kemeraltı  girişinde yapılan basın açıklamasında  2. TEKEL direnişi ve Türkan Albayrak hakkında İzmir halkına bilgi verildi.
 30 kişinin katıldığı açıklamaya İzmir halkının yoğun ilgisi vardı. Basın açıklaması sırasında “İşciyiz Haklıyız Kazanacagız! Türkan Albayrak Yalnız Değildir Tekel İşçileri Yalnız Değildir! Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganları atıldı.

Eylemde okunan basın metni
4C’YE KARŞI DİRENEN TEKEL İŞÇİLERİ VE TÜRKAN ALBAYRAK YALNIZ DEĞİLDİR
Günümüzde emekçilere yapılan saldırılar tüm hızıyla devam ediyor. Emekçiler güvencesiz, sağlıksız, aç, işsiz, bırakılarak yaşayan ölülere dönüştürülüyor. Gerek 4 C gerek taşeronlaştırma ve esnek çalışma saatleri ile emekçilerin yaşamları işkenceye dönüyor.
AKP iktidarının 14 Şubat 2005 tarihinde bakanlar kurulu kararı ile şekillendirdiği 4-c, taşeronlaştırma ve esnek çalışma saatleri birer emperyalist politikadır.
4-C nedir?
Özelleştirme yasalarıyla birlikte ortaya çıkan köleci bir dayatmadır.
4-c köleliktir, açlıktır, güvencesiz çalıştırılmak ve emperyalizmdir.
4- c daha dün binlerce tekel işçisini işsiz bırakırken sırada bekleyen 16 bin belediye işçisi ve çeşitli iş kollarında çalışan işçiler ve emekçiler için ölümdür.
Bütün bu saldırılara örnek olarak tekel işçilerini verebiliriz. Gecen sene ANKARA’ nın soğuğuna rağmen 4 -c koşullarında çalışmak istemeyen TEKEL İŞÇİERİ bu talepleri yüzünden AKP hükümeti tarafından saldırıya uğramış kışın soğuğunda suya atılmış 4-c zulmü yetmezmiş gibi kıyasıya dayak yemişlerdir. 78 gün süren direnişleriyle Türkiye işçi sınıfı tarihine bir örnek yaratmışlardır. Ancak böylesi örnek bir mücadele ve geniş bir destek karşısında 4-c’ ye karşı mücadelenin geldiği aşama ibret vericidir. Bundan sonuç alamayan Tekel işçileri 4 Ekim 2010 tarihinde direnişe yeniden başlamışlardır.
Bu saldırıların yanı sıra emekçiler taşeronlaştırma tehlikesiyle de karşı karşıyalar. Taşeronlaştırma sendikasızlaştırma demektir.
Türkan ALBAYRAK ise Paşabahçe devlet hastanesinde sendikal çalışma yürüttüğü için işten atılmıştır. Türkan ALBAYRAK 2 çocuk annesi, temizlik işçisi olarak çalışan bir emekçiydi.106 gündür işsiz. Son yıllarda uygulanan taşeronlaştırma sistemi emekçilerin hiçbir zaman sendikalı olamaması demektir. Binlerce emekçi tıpkı ALBAYRAK gibi bu saldırıya maruz kalıyorlar. Son olarak UPS işçileri de  aynı saldırıya maruz kalmışlardır.
Bu gün tekel işçilerine, Türkan ALBAYRAK ’a, UPS işçilerine yapılanlar aslında bütün emekçilerin bedeller pahasına kazandığı haklarını gasp etmektir. Başta da belirdiğimiz gibi bütün bu işletilenler emperyalizm politikalarıdır. Ve işbirlikçi AKP eliyle hız kazanmıştır.
Kazanılmış haklar gasp edilemez. Haklarımıza sahip çıkmak tüm emekçilerin görevidir. Biz haklarımızı koruyamazsak yarın sağlık, barınma, en temel hakkımız olan yaşam hakkımız ve diğer haklarımızda çalınacaktır. Emekçilere karşı yapılan bu saldırılara sessiz kalmayacağız, haklarımızı korumak ve elimizden alınmaya çalışılan haklar için sonuna kadar direneceğiz ve direnenlerin yanında olacağız.
İŞCİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAGIZ!
TÜRKAN ALBAYRAK YALNIZ DEĞİLDİR
TEKEL İŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR!
ZAFER DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK
DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ 



ANKARA’DAN DESTEK
 

Artı (+) İvme Dergisi, Devrimci İşçi Hareketi ve Kamu Emekçileri Cephesi 6 Kasım, Cumartesi günü Ankara Sakarya Caddesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. SES MYK üyesi Meryem Özsöğüt’ün okuduğu basın açıklamasında; tarihe iz bırakanların hep direnenler olduğu bunun da son örneğinin direnişinin 118. gününde zafere ulaşan Türkan Albayrak olduğu, TEKEL direnişi ve Türkan Albayrak’ın direnişin simgesi olduğu söylendi.
Kapitalizmin kâr hırsına karşı işçi sınıfının bu direnişlerinin doğal olduğu açıklandı ve mimar-mühendisler, işçiler ve kamu emekçileri olarak Türkan Albayrak’ın direnişinin ve TEKEL direnişinin yolarını aydınlattığını ve her koşulda TEKEL işçilerini desteklediklerini bildirdiler.
Eylemde “Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız, TEKEL İşçisi Yalnız Değildir, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Direne Direne  Kazanacağız, Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganları atıldı.
  
MALATYA, MERSİN VE İZMİR'DEN DESTEK
Kamu Emekçileri Cephesi ve Devrimci İşçi Hareketi 7 Kasım günü saat 13.00’da Malatya AKP il binası önünde, Mersin'de ve İzmir Kemeraltı girişinde Türkan Albayrak ve Direnen Tekel işçileri için yaptıkları basın açıklamalarında  "Bugün işçi sınıfı adına direnişin simgesi Türkan ALBAYRAK ve Tekel işçileridir" dediler.
 
Malatya

Mersin
 

  izmir


Okunan Basın Açıklaması:

DİRENENLER ASLA YENİLMEZ!
Tarihi yapan, yaşadığı döneme iz, yarınlara ses bırakan direnenler olmuştur her zaman. Dünden bugüne değişmeyen bir gerçektir bu. Ve gelecek için de başka bir şey söylenemez. Gelecek, kaçınılmaz olarak bugün direnenlerin eseri olacaktır. Direniş adına ne varsa, ne yaşanıyorsa yarına mirastır. Bunun en son örneği Türkan Albayrak’tır. Ekmeğine ve onuruna sahip çıkmak için başlattığı direnişin 118. gününde zafere ulaştı. Ve O “kazananlar hep direnenler olmuştur” sözünü doğrulayarak işine geri başladı.
Bugün işçi sınıfı adına direnişin simgesi Türkan ALBAYRAK ve Tekel işçileridir. Sınıf mücadelesi onların direnişleriyle elle tutulur gözle görülür somutlukta yanı başımızda yaşanıyor. Her türlü sansüre, karalamaya ve görmezlikten gelmeye karşı dimdik duran bu direnişler dostlarına umut ve mücadele azmi veren, düşmanlarına ise korku salan olaylardır.İşçileri tarihin her döneminde daha fazla köleliğe mahkûm edebilmek için kafa yorup; polisi, askeri, göz altıları, hapishanesiyle şiddetin her türlüsünü uyguluyor kapitalist düzen. Bugün taşeronlaştırma, iş güvencesiz çalıştırma, sendikasızlaştırma gibi insanlık dışı yıldırma yöntemlerini gündeminden hiç düşürmüyor. Bu kölelik koşullarını kabul etmeyen işçileri işten atma konusunda elini hiç soğutmuyor.
Kapitalizm doğasına uygun biçimde kar hırsı ile davranırken işçi sınıfı da doğası gereği direniyor. Bu sınıf savaşının, irade savaşının ta kendisidir. İşçiler, tarihsel haklılıklarından doğan, insanca olanı temsil ediyor oluşlarından aldıkları meşrulukla mücadeleyi bütün boyutları ile sürdürüyor. Bu bazen sömürü düzeninin başkentinde çadır kent kurmak, bazen bir hastane bahçesinde direniş çadırı açmak, bazen alanları zapt etmek, bazen grevler örgütlemek, bazen açlık grevleri yapmak olabiliyor. Anayasa değişikliği referandumunun ülkemizdeki demokrasi oyununun ucuz bir parçası olduğu; bu devletin tekellerin, patronların devleti olduğu bugün tekel işçilerinin durumu ve Tekel Direnişleri ile çok daha açık görülüyor. Bu yanıyla bakıldığında AKP de kendinden önceki ve kendinden sonra gelecek olan düzen partileri gibi işçi düşmanı politikaların sahibidir. Kapitalizmin maşası, sömürüyü örgütleyen, halkı aldatan suç odağıdır. Öte yandan, işçi sınıfının gerçekleştirdiği her direniş kapitalizme sıkılmış birer kurşundur. Bu direnişler öğrettikleri ve yaşattıkları deneyimler ile er geç kazanılacak olan sınıf savaşının önemli birer adımı durumundadırlar.
Direnerek kazanan Türkan Albayrak' ın direnişini desteklediğimiz gibi Tekel İşçilerinin yürüttükleri mücadeleyi de her boyutu ile destekliyor ve biz kamu emekçilerinin, işçilerin, mimar, mühendislerin yolunu aydınlatan bir ışık olarak sahipleniyoruz.
DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ
KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder