DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

SALİH İNCEAĞAÇ TAN AÇIK MEKTUP

TEK GIDA –İŞ YÖNETİCİLERİ TÜRKEL VE AMAÇ’A AÇIK MEKTUP



Hesabı Tek Gıda-İş Holdinginden Soracağız!
Evet herkesin iyi hatırlayacağı gibi 78 gün Ankara’da 4 C’yi kabul etmemek için direniş yapan TEKEL işçileriyiz. Sendikanın mücadeleyi 2 Mart itibariyle bitirdiğini; ancak yaptığı açıklamalarla mücadeleyi devam ettiriyormuş gibi gösterip, eylem tarihlerini de belirterek, 4 C’ye karşı mücadelenin devam edeceğini söylediğini bilen işçileriz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz ki, Tek Gıda-İş ve Türkel için TEKEL mücadelesi kafalarında bitmiştir. Bugün bize yönelik saldırıların ardında, sendikaya rağmen mücadeleyi sürdürmekte ısrar etmemiz var.
Ankara eyleminin sonuna doğru Türkel, Türk-İş Genel Başkanı Kumlu ile çekişme içerisindeydi. Bunu Türk-İş’e bağlı birçok sendika da söylüyordu. Türkel, işçiler üzerinden sendikal bürokrasi tecrübesini de kullanarak Türk-İş Genel Sekreterliğinden istifa etti. İstifa gerekçesini, TEKEL işçilerinin “Kumlu istifa” sloganlarına bağladı. Bizim sayemizde prim yaptı.
Sayın Türkel biliyordu k;, TEKEL işçileri bu ülkede muhalefet partilerinin yedi senede başaramadığı bir şeyi yapmıştı. AKP’yi salladı. Başbakan yurtdışı gezilerinde bile rahat değildi. Her gittiği ülkede ilk işi TEKEL işçileriyle ilgili açıklama yapmak olmuştu. Kendini uyanık zanneden Türkel bunları çok iyi biliyordu. Fırsat bu fırsat 78 günlük çadır eylemini bitirip, biraz da menfaat peşinde koşmaktı. Türkel, işçilerin sırtından şimdi de siyasi şov, siyasi itibar ve ardından da kişisel menfaat peşinde.
Çadır Eylemi Sonrası
2 Mart’ta Türkel bayram ilan etti. Türkel’e “lider”, “önder” yakıştırmaları yapıldı. Bunu yapanlar kendilerini çok iyi biliyorlar ve şuanda da onunla beraber hareket ediyorlar.
2 Mart’tan sonra işçiler dağıldı ve evlerine geri döndüler. Ama bilinçli olarak, 1 Nisan’da 1 günlük eylem planlandı; arayı soğutmamak gerekiyordu. 1 Nisan’a hazırlıklı, planlı, emniyetle irtibatlı gelindi. Türkel 1 Nisan’da işçiyi nasıl kullanabilirim, planını yaptı. Türk-İş’in önüne gidilemeden bir basın açıklaması yapıldı. Aynı hedefi paylaştığı Türk-İş’teki akıl hocasıyla birlikte planlandı. “Türk-İş bizim evimiz, emniyet güçleri bizi evimize sokmuyor” dedi. Artık şov zamanıydı. Basın, TV’ler ilgi gösteriyor, röportaj yapmak için sıraya giriyordu.
Zavallı Türkel kendini kahraman zannediyordu. 2 Nisan’da Ankara’dan ayrılırken yine şova devam etti. 3 Haziran, 4 Temmuz, Ağustos’ta geri dönmemek şartıyla sürekli eylem planı açıkladı. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi.
Türkel’in bahanesine bakın
13 Ekim günü Evrensel Gazetesine yaptığı açıklamada, “Davası en yüksek mahkemeye kadar gitmiş bir olay için biz hala eylem yapacağız diyorsanız, sorarlar size niye eylem yapıyorsunuz diye. Yargıyı kabul etmiyor musunuz, yargının gücüne inanmıyor musunuz diye sorarlar. Bu kadar güzel mücadele örneklerinden sonra  amacı olmadan eylem yaparak haksız duruma düşersiniz ve sendika olarak bizim buna katılıp böyle bir şeye prim vermemizi beklemesinler” demektedir.
Peki soruyorum: Sen bize, TEKEL işçilerine, 2 Nisan’da eylem takvimini açıklayıp şovuna devam ederken Anayasa Mahkemesi o zaman devam etmiyor muydu? Ne oldu da bu söylemin değişti? Nereden ne gibi işaretler, vaatler aldın ki, bu söylemini değiştirdin? Onurluysan açıkla!
Mecit Amaç’a sorumuz var
Sayın Mecit Amaç, 13 TEKEL işçisi olarak 14 Haziran’da Tek Gıda-İş Genel Merkezine geldik. Bizi içeri aldınız (bugün almıyorsunuz ya). 11 ilden temsilci olarak size geldik. Sizle görüştük. Türkel yine sendikada yoktu ya da karşımıza çıkamadı.
Mecit Bey sana da soruyorum: O gün seninle görüşmemizde demedin mi, gidin tatilinizi yapın, diyerek; Ağustos’ta 4 C’ye karşı KESK’le birlikte çok büyük eylemler yapılacağını, planlarının yapıldığını söylemedin mi? O zaman yemek yiyip, çay içip, tokalaşıp ayrılmadık mı? Şimdi sana da soruyorum: Mahkeme süreci hakkında Türkel’in gazeteye verdiği demeçteki bilgiyi bize neden vermedin? Birlikte çalışmıyor musunuz?
Bu Holding’e pardon Tek Gıda-İş Sendikasına soruyorum ve cevap bekliyorum. Neden siz orada biz kaldırımdayız? Neden polis aramızda? Bizler sizi bizimle yan yana omuz omuza biliyorduk. Mecit Bey haklı. Bu yazıyı ilk okuduğunda gülüyor olabilir. Ama evine gittiğinde; hanımınla ve çocuğunla oturduğunda bir daha düşün. Unutma ben burada hasta hasta hakkımı ararken, 65 yaşındaki anam Ankara’da, evde! Sana söylüyorum: Biraz onurun kaldıysa düşün! Sen de işçisin ve işçi olarak düşün.
Sen bizlerin yerinde olsaydın, 4 C’yi kabul eder miydin? Evine ve çocuğuna nasıl bir duyguyla bakardın? Sana soruyorum. Bana, terörist, bozguncu, eşkıya diyen şeytan Türkel’e değil!
TEKEL işçisi onurludur. Ama bazıları bugünkü durumu yeniden düşünmeli ve değerlendirmeli. Bu yalan dünyada yalan söylemek gerçek onursuzluktur. Yalanlara alet olmayalım.
Biz eşkıya olsaydık, 14 Haziran’da seninle yaptığımız görüşmede kendimizi belli ederdik. Sana kimse hakaret etmedi. Küfür de. Seni çadıra davet ediyorum. Kusura bakma ama tabii ki Türkel’den korkmuyorsan!
Biz TEKEL işçileri, Tek Gıda-İş yönetiminin de bildiği gibi, Anayasa Mahkemesinin kararını açıklamasının uzun süreceğini biliyoruz. İşçiler yine 4 C’ye mahkum edilecek. Bu işçiler asla sessiz kalmayacak ve 4 C’yi bize dayatan hükümetten de mücadelemizi engelleyip işçilere ihanet edenlerden de, güçlüyken yanımızda boy gösterip, azınlıkta kaldığımızda sendikanın yanına geçenlerden de hesap soracak!
Bu hesabı Tek Gıda-İş Holdinginden soracağız. En doğal hakkımızı, söke söke alırız.

SALİH İNCE AĞAÇ (TOKAT TEKEL İŞÇİSİ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder