DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

5 Aralık 2010 Pazar

EVRENSEL GAZETESİ'NE...

EVRENSEL GAZETESİ'NE YAYINLAMALARI AMACIYLA 03.12.2010 TARİHİNDE GÖNDERDİĞİMİZ YAZIYI YAYINLIYORUZ.

 Biz isteriz ki emekçinin yanında olsun. Tarafsızlık adına sendika ağalarından yana taraf olunmaktan vazgeçilsin. Bu tavrı Everensel’e yakıştıramıyoruz. Evrensel gazetesi bu tavrından vazgeçmeli emekçilerin safında yer almalıdır.   



EVRENSEL GAZETESİ SARI SENDİKACILARIN YAYIN
ORGANI OLAMAZ, İŞÇİNİN EMEKÇİNİN SESİNİ
DUYURMALIDIR.


4 Ekim 2010 Tek Gıda İş Genel Merkezi
Sendikamızın Genel Merkezi’ne görüşmeye geldiğimizde, karşımıza polis barikatının çıkarıldığı 4 Ekim 2010 tarihinden bu yana sendika binasının karşısındaki parkta çadırlarda direniyoruz. Yıllarca aidatlarını ödediğimiz ve 4C’yi imzalama da dahil bütün kararlarına uyduğumuz sendika yöneticilerinden sözlerini tutmasını istiyoruz. 4C’nin iptal olmasını ve artık hiçbir güvencesi kalmayan işçiler olarak özlük haklarımızla bir işe yerleştirilmek istiyoruz. Emeğimizle yarattığımız 78 günlük Ankara direnişimizde ne için mücadele ettiysek, aynı şey için mücadele ediyoruz.
İki ay boyunca taleplerimiz, amacımız konusunda sayfalarca açıklamalar yaptık, eylemler düzenledik. Mustafa Türkel’in hakkımızda yaptığı karalamalara cevaplar yazdık. Sermayenin medyası bile, eylemlerimize açıklamalarımıza yer verdi. Haber yaparken bize sordu, danıştı. Ancak kendini “emeğin sesi” olarak tanıtan kimi kesimler ya haber yapmadı, ya da direnişimizi küçümseyen ve sendika ağalarını haklı çıkartan bir haber politikası izledi. Bunlardan birisi de ne yazık ki Evrensel’di. Evrensel gazetesi, direnişimize yönelik tavrıyla bu açıklamayı zorunlu kılmıştır.
“Tek Gıda-İş önünde gerginlik”
Evrensel gazetesi, 25 Ekim tarihinde yaptığı haberde, bir arkadaşımızın öldüresiye dövüldüğü saldırıya “gerginlik” demeyi uygun görmüş ve bizleri tekel işçisi yerine “bir grup” olarak nitelendirerek, Türkel’in “ne idüğü belirsiz bir grup” karalamasına ortak olmuştur. Haberde ne, o gün 52. Gününde olan direnişimizden, ne de protesto amacımızdan bahsetmiştir. Yaşadığımız saldırıyla ilgili yaptığımız açıklamaya katılma zahmetinde bulunmayan Evrensel gazetesi; burjuva medyanın bile yaptığı, bizi arayarak olayı bir de bizden dinleme gibi, bir zahmete de girmemiştir. Ancak nasılsa, Türkel’in açıklamasına ulaşarak ona yer vermiştir.
Haber her yönüyle eleştiriye muhtaçtır.
Haberin tek yanlılığı bir yana, Türkel’in acınası açıklamalarının borazanı durumuna düşülmüş ve eylemimizin küçümsenmesine ve çarptırılmasına açıkça ortaklık edilmiştir.
Örneğin haber metninde; “Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Mustafa Türkel, sendika önünde sadece 4 tane TEKEL işçisi olduğunu, onların da 4-c’ye başvuru yaptığını ve çalışacakları yerlerin belli olduğunu söyledi.”  denmektedir. Akla ziyan bu açıklamayla; Türkel ve Evrensel gazetesi, sayımızı olduğundan az göstermesi bir yana, kendileri için esas olanın sayı olduğunu belirtmişlerdir. Soruyoruz, tek kişi olsak ne fark eder? Bir talebin veya direnişin haklı olması için belirlediğiniz kişi sayısı kaçtır?
Söz konusu haberde verilen açıklamada “çalışacakları yerler belli oldu” denilerek direnişin gereksiz olduğu yansıtılmak istenmiş ve aynı zamanda bu şekilde 4C’ye karşı mücadelenin tümden bittiği de itiraf edilmiştir. Bu da direnişimizin ne kadar haklı olduğunu gösterir.
Haber Türkel’in demagojileriyle son bulmuştur. Yapılan açıklamada yaptığımız protestonun çadırları kaldırmak için yapıldığı söylenmiş, protestomuz provokatif olarak nitelenmiştir. Böylece binlerce tekel işçisinin sendikanın ihanetine olan öfkesi gizlenmeye çalışılmıştır. Bu protesto 78 günlük direnişte büyük emeği olan ve 52 gündür hakaretlere, tacizlere uğrayan tekel işçilerinin cevabı olduğu yok sayılmıştır.
Aynı habere göre Türkel, “Çadırı kurmak değil kaldırmak marifettir.” demiş. Bu konuda doğru söylemiş. Ankara’da çadırlarımızı kazanımsız bir şekilde zafer havasında sökebilmek gerçekten büyük bir maharet istiyor. Ve Türkel ve onun dostları da bu maharetlerinde ne kadar övünseler azdır. 
24 Kasım 2010 Tek Gıda İş Genel Merkezi


                  Evrensel işçiden  yana taraf olmalıdır.
Bırakalım devrimcilik iddiasını, kendine demokratım diyen hiç kimse, sendika bürokratlarının işçiyi yarı yolda bıraktığı, sendikaya işçi girmesin diye polis barikatları kurduğu yerde ben tarafsızım diyemez. Diyorsa sendikaya polis sokan bir anlayışa sahip çıkıyor demektir.
Haberin yayınlandığı gün Evrensel gazetesinin İstanbul bürosunu telefonla arayarak yetkili birisi ile haber hakkında görüşmek istedik. Yapılan telefon görüşmesinde; konuyla ilgili haber müdürünün yardımcı olabileceğini, onun da toplantı da olduğunu, ama toplantıdan çıkınca akşam vakti ,biz tekel işçilerini  arayacağını söylemişler ve telefon numarası almışlardı. Arayan olmaması nedeniyle tekrar aramamız üzerine ise; haber müdürünün çıktığı ama bizleri kesin arayarak görüşeceği söylenmişti.
Ancak 6 gün boyunca arayan soran olmadı. Bunun üzerine 1.12.2010 günü Evrensel Gazetesi’ne görüşmeye gittik. Genel yayın müdürü ile görüşmek istedik. Genel yayın müdürü olmadığı için haber istihbarat şefi Ercan Karakaya ve Yurt içi haber sorumlusu ile görüştük
Yapılan görüşmede eylemimizi görmeme kararı alındığını, taleplerimizi haklı buldukları ama eylemimizi yanlış buldukları, bu yüzden haberimizi yapmayacakları, tarafsız kalacaklarını belirttiler. Haberle ilgili bir yazımızı uygun bulurlarsa yayınlayacaklarını söylediler.
Direndiğimiz iki ay boyunca; bizlere ihanet eden ve sözlerini tutmasını istediğimiz, Mustafa Türkel ve Tekgıda-İş yönetimini polis sahiplendi. Gece gündüz sendika binasına karakol kurdu. Ancak tek sahiplenenin polis olmadığını 61 gün boyunca üzülerek gördük. İşçilerden, emekçilerden yana olduğunu söyleyen birçok güç, polis gibi sahiplendi ağalık düzeni kurmuş yöneticileri. Bunlardan birisinin de Evrensel Gazetesi olması bizleri hem şaşırttı, hem de üzdü.
Haberciliğin objektif olma ilkesine bile bağlı kalamayarak, yaşanan saldırıyı “gerginlik” diye yansıtan ve sadece saldıran tarafın demagojilerini yayınlayan bir haber tarzı Evrensel’e yakışmamıştır. Bu haber ve direnişimiz karşısında takınılan tavır, bizlere, Evrensel Tekgıda’nın yayın organı mı, Türkel Evrensel’in muhabiri mi diye düşündürmektedir. Evrensel safını belirlemelidir. Emekçilerin mi yanındadır, sendika ağalarının mı? Sendika ağalarının borazanı mı olacak, emekçinin sesi mi?
Biz isteriz ki emekçinin yanında olsun. Tarafsızlık adına sendika ağalarından yana taraf olunmaktan vazgeçilsin. Bu tavrı Everensel’e yakıştıramıyoruz. Evrensel gazetesi bu tavrından vazgeçmeli emekçilerin safında yer almalıdır. 03.12.2010
                                                                                 TEKEL        İŞÇİLERİ







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder