DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

9 Aralık 2010 Perşembe

DİRENİŞ GÜNLÜĞÜNDEN: 64- 67. GÜNLER

DİRENİŞİN 64. GÜNÜ  - 06.12.2010

Bu akşam Bilgesu  Erenus davet etti Metinle beni. Bizim hayatlarımızı yazmak istiyor. Akşam hazırlanıp çıktık. Bize yine yemek yapmış yapma dediğim halde. Acıkırsın çocuklar dedi. Ve dedi gibi de acıktık. Dur durak bilmiyor Bilgesu Erenus. Koşturup duruyor gittiğimizde. Bizim için bir şeyler yapmak istiyor anlıyorum. O ender güzel insanlardan birisi.   
    

Duşumuzu aldıktan sonra Nuri arkadaşımızda geldi. Yemeğimizi yedik hep birlikte.Öncelikle Metin’in hayat hikayesini dinledik. Benimkini kardeşimle birlikte dinleyecek ,çünkü geç olmuştu kalkmamız gerekiyordu. İstanbul’da 12 de metro son. Sonrasında da otobüse kaldığında yol çok uzuyor.

Gece geldiğimizde yorgunduk. Herkes yatıp uyudu, nöbetçiler haricinde.


DİRENİŞİN 65. GÜNÜ  - 07.12.2010

Gündüz kurumlardan ziyaretçiler vardı. Akşam Türkan  Albayrak geldi ziyaretimize. Yurtdışında panele çağırmışlar. Orada da  Türkiye’dekinin benzeri sorunlar yaşandığını söylüyor. Demek ki dünyanın düzeni olduğu gibi bozulmuş durumda. Ama bizim TMMOB’a gitmemiz gerekiyordu ve geç kalmıştık. Kalkmamız gerekiyordu. Taksim’e gittiğimizde saat 7 olmuştu. Doğal olarak geç kaldık.
Tez-koop’tan, Eğitim-Sen’den arkadaşlarla toplantı yapıp çadıra döndük. Bir polis memuru geldi sendikadan onla konuştuk. Kim olduğumuzu , burada neden oturduğumuzu sordu. Açıklamasını yaptık. Haklı olduğumuzu söyledi. Bu sohbet gece  4’e kadar sürdü. Sonra da yattık.

DİRENİŞİN 66. GÜNÜ  - 08.12.2010

Metin Pir Sultan’a gitti orayı uzun zamandır ihmal etmişti. Ben yalnızdım çadırda, dışarıdan arkadaşlar vardı. Akşam ikimizinde toplantısı vardı. Ben HSGGP’nin , o da sol iletişimin toplantısına gitti. Görüşmek istiyorlarmış. Uzun sürmüştü toplantılar. Kafam allak bullak çıktım toplantıdan. Yunus Hoca’yla Metin’i almaya gittik Taksim’e. Onun toplantısı daha da bir uzamıştı. Geç kalmıştı toplantıya.
Saat 22.30 gibi çıktık taksimden. Arkadaşlara gittik, duş almam gerekiyordu. Yunus Hoca’yla Metin , sabah Diyarbakır’a gidecekti, oradaki arkadaşlarla görüşmek üzere. Gece saat 04.00’da çıktı yola. Yunus Hoca’yla 04.30 da Taksim’de buluşup havaalanına gideceklerdi. O’nu gönderdikten sonra, bir süre uyuyamadım. Kafam meşgul,aynı zamanda yorgun. Düşüncelerimle boğuşurken uyuyup kalmışım.

DİRENİŞİN 67. GÜNÜ  - 09.12.2010
Sabah bayağı geç kalktım. 7 cevapsız arama ve iki mesaj vardı telefonumda. Çadırdakiler merak etmiş ne oldu diye. Çamaşır yıkayıp kahvaltımı yaptıktan sonra çadıra döndüm.
Akşam safir işçileri geldi ziyaretimize. Onlarla uzun uzun sohbetler ettik. Herkesin derdi aynı. Onlar da paralarını alamıyorlar ve direnişteler. Hafta sonu yürüyüşümüze katılacaklar. Hatta Ankara’ya geleceklerini de söylediler. Onlar gittikten sonra da , Nuray, Şirin abla ve avukat Oya geldi. Yemek getirmişler bize. Yemeğimizi yiyip sohbetledikten sonra Oya ve Şirin abla kalktılar. Nuray bu gece benimle kalacak. Yarın Özlem geliyor, hafta sonu da Mustafa abi ve birkaç arkadaş daha gelecek. Cumartesi de Metin’le Yunus Hoca dönecekler Diyarbakır’dan. Şimdi biraz kitap okuyup ben de yatacağım, yorgunum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder