DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

6 Aralık 2010 Pazartesi

DİRENİŞ GÜNLÜĞÜNDEN: 60.- 63. GÜNLER

DİRENİŞİN 60.GÜNÜ - 2.12.2010 
Sabah erken kalktık Zeynel Kızılarslanın duruşması vardı Kartal adliyesinde. Saat 10.05 de gidildi duruşmaya. Onbeş dakika sonra Zeynel’in zafer haberini aldık. Bir direnişçi daha galip çıktı bu kavgadan.
Limter-iş in Kartal adliyesi önünde basın açıklaması vardı. Adalet istiyoruz diyordu Başkan, biz de aynı şeyi istiyorduk, talepleri aynı anlaşılan.
Oradan Gebze’ye geçtik. Çelmer işçilerinin duruşması vardı. 14’deki duruşma ancak 16’yi geçe görüşülmeye başlandı. Şubat 15’e ertelendi Çelmer duruşması. Ülkenin dört bir yanında işçiler gasp edilen hakları için savaşıyor. Henüz TEKEL kazanmamış olsa da kazanan dostlarımızın zafer çığlıklarını birlikte paylaşıyoruz.
DİRENİŞİN 61.GÜNÜ - 03.12.2010
İki arkadaş Yıldız Teknik’e gittiler, öğrencilerin basın açıklamasına katılmak için. Diyarbakır’dan arkadaşlar aradılar. İstanbul’un kapanma yazısı gelmiş dediler. Araştırmamızı istediler. Sorduk soruşturduk öyle bir şeyin olmadığını öğrendik. Diyarbakır’ın seçim sonrasına ertelenmiş kapatılması.

DİRENİŞİN 62. GÜNÜ - 04.12.2010

İstanbul’da bahar havası var. Kimileri için güzel kimileri içinse kötü. Kötü dedim çünkü ülkenin doğusunda bir sürü insan katledilmiş, medyada bunlar duyurulmuyor. “Bir göz de sen ol’un basın açıklaması vardı oraya gittik ve 376 çocuğun devlet tarafından öldürüldüğünü öğrendik. Durum vahim ama ülkemizin gerçeği. Hepimiz farklı yollardan şiddete ve saldırılara uğruyoruz. Kimimiz hak, kimimiz can kaybına…
62 günde 78 günde öğrenemediğimiz çok şeyi öğrendik. Burası bizim okulumuz oldu. Hayatı ne kadar eksik yaşamışız.
Kimler nereye kadar yanında veya değil. Gerçeklerle yüzleşmek zor olur derler ya. Onu yaşıyoruz işte. Hayatı tüm gerçekliğiyle burada yaşıyoruz. Hayal kırıklıkları, bazen umutsuzluğa ve yorgun bakan gözler…
Evet yorulduk. İnsanlara adım attırmak ne zor şeymiş, daha iyi öğrendik. İnsanların ellerinden alınan ekmeğine sahip çıkmayışını anlayamadık. Küçük hesaplar, planlar, entrikalar… Neden böyle davranır insanlar diye sorgulamadan edemiyorum. Oğlum her gün arıyor. İlk sorduğu soru “anne ne zaman geleceksin” oluyor. Şimdi gelemiyorum diyorum hayal kırıklığına uğruyor. “of anne ya” deyip öfkesini anlatmaya çalışıyor kendince. Bana ihtiyacı var biliyorum ama yanında olamıyorum. Bildiğim tek şey güzel günler için ayrıyız şu anda. Acaba evlerinde sıcak sobalarının yanında eşi ve çocuklarıyla birlikte olanlar hiç mi vicdanı sızlamıyor diye düşünüyorum. Ne için uğraşıyoruz 7 kişiyle. 10000 TEKEL işçisinin özlük hakkı için.

DİRENİŞİN 63.GÜNÜ -  05.12.2010
İstanbul’da bugün buz gibi bir sabaha günaydın dedik. Gece boyunca fırtına ve yağmur vardı. Bugün için programımız yoktu, zaten hafta sonu. Akşam Taksim yürüyüşü vardı. Yağmurdan ve soğuktan dolayı fazla katılım beklemiyordum. Akşam Galatasaray’ın önünde toplanıp yürüyüşe başladığımızda inadına bir kalabalık vardı. Bugün destekçiler arasında SAFİR işçileri de vardı.  Bilgesu Erenus ve Mehmet Ekici’nin yanısıra Pınar Sağ’ın annesi vardı. Basın açıklamasından sonra Taksim’de oturup arkadaşlarla sohbet ettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder