DİRENİŞİN 68. GÜNÜ - 10.12.2010
Yine soğuk bir İstanbul sabahına uyandık. Hava buz gibi ve yağmur yağıyor. Kahvaltıdan sonra Gökkuşağı Hareketinden ziyaretimize geldiler. Aynı zamanda sabah gazetesindende bir muhabir geldi onlarla röpörtaj yaptılar sendikalar üzerine. Daha sonra da EMO’nun gençliği geldi. Alışveriş yapmışlar , yiyecek getirmişler, sağolsunlar çadırda nerdeyse hiçbir şey kalmamıştı. Uzun uzun sohbet ettik, onların da sıkıntıları var dertleştik.
Akşam 5 gibi çadırdan çıkıp Banu’yu ziyarete gittik arkadaşlarla. Banu ameliyat oldu guatrdan. İyi görünüyordu, geçmiş olsun diyorum buradan da Banu arkadaşımıza.
Gece korkunç bir fırtına vardı. İki gecedir uyuyamıyorum fırtınadan. Çadır kafamıza geçecek gibi soba bile kar etmiyor soğuğa. Yarı uyku yarı uyanıklık arasında geçen iki gece geçirdik.
DİRENİŞİN 69. GÜNÜ - 11.12.2010
Hava yine aynı bugün. Hem soğuk , hem karla karışık yağmur var. Saat 2’de Saphire işçilerinin basın açıklaması var. Oraya gittik arkadaşlarla, dondum gelene kadar. İzmir havasından sonra İstanbul çok sert geliyor bize.
Döndüğümde bir arkadaş gelmişti ziyaretimize, ağabeylerimizden biri simit almış çıtır çıtır. Arkadaşlar çay da demlemişler , simit peynir yedik çok güzeldi valla bu soğuk havada. Bulaşık yıkadık ama donduk o soğukta. Sendika org’dan aramışlardı dün. Sendika tv’de bir program yapacaklarını söylemişlerdi oraya gittim. Programı yaptıktan sonra çıkıp çadıra geldim. Arkadaş kuru fasulye ve pilav yapmıştı. Hep birlikte oturup yedik biraz geç olmuştu ama iyi gitti. Yarın yine program yoğun olacak. Metin bugün Diyarbakır’dan İzmir’e geçiyor. Yarın orada ki arkadaşlarla toplantı yapacaklar 18 Aralık’a yönelik. Diyarbakır toplantısı da iyi geçmiş. Orada ki işçi arkadaşlarla görüşmeler yaptılar. Neyse artık yatmam lazım sabah erken kalkıp Tuzla’ya gitmem lazım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder