DİRENİYORUZ!!!

İSTANBUL, 4. LEVENT TEK GIDA-İŞ GENEL MERKEZİ ÖNÜ
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! , 4C YE KÖLE OLMAYACAĞIZ!

24 Şubat 2011 Perşembe

“Talihsiz, haksız, gülünç ve hezeyan dolu sözler” AKP Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sendikacılara yönelik sözleri sendikacılardan tepki gördü

ADANA (GÜNAYDIN)- AKP Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın işyerlerinin sendikalar yüzünden kapandığı, işçilerin işsiz kaldığı ve sendikaların isteklerinin bitmediği yönündeki sözlerine sendika başkanları tepki gösterdi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Fırat’ın sözlerini “talihsiz ve hezeyan dolu” olarak değerlendirirken, Eğitim Sen Adana Şube Başkanı “gülünç” dedi. Boğa, emekçilere karşı saygısızlık yapıldığını belirtirken, Eğitim İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, çelişkili açıklamalar yaptığını vurgulayarak Fırat’ın sözlerinin “haksız” olduğunu kaydetti.

SENDİKACILARA SERT SUÇLAMALAR
Akdeniz TV’de yayınlanan “Temsilciler Meclisi” programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, 4/C uygulamasının mimarının kendisi olduğunu belirtmiş Türkiye’de ücret sendikacılığı yapıldığını ve sendikacıların olumsuz tutumları nedeniyle işyerlerinin kapanıp, işçilerin işsiz kaldığını öne sürmüştü. Sendikaların işçilere sahip çıkmadığını da iddia eden Fırat, sendikacıların isteklerinin bitmek bilmediğini ve bu nedenle işyerlerinin kapandığını iddia etmişti.
HEZEYAN DOLU BİR AÇIKLAMA
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Fırat’ın mensubu olduğu AKP döneminde yaşanan olumsuzlukların bedelinin faturasını sendikalara kesmeye çalıştığını öne sürdü. Çelebi, Fırat’ın sendikacıların ne kadar sorumlu davrandığını ne bedeller ödediğini yakından bildiğini söyledi.  Bölgenin bir milletvekili olarak Fırat’ın bu sözler nedeniyle utanması gerektiğini bildiren Çelebi, işyerlerinin kapanmasının sendikaların değil Hükümetin uyguladığı politikalar olduğunu dile getirdi. Çelebi, “Buradaki işyerlerinin kapanmasının nedeni çalışanlara Çin işçileri gibi bakan mantıktır. Türkiye’de halen asgari ücret 630 TL. Oysa TÜİK’in açıkladığı açlık sınırı 900 TL. Fırat’ın sözlerini bunları görmeyen ve onun altından üretim ilişkisi yürüten bir iktidar mensubunun bu talihsiz hezeyan dolu bir açıklaması olarak görüyorum” dedi.
YAPTIKLARIMIZ YANLIŞ OKUNUYOR
Çelebi Milletvekili Fırat’ın kendisinin bu bölgede gösterdiği çabaları bildiğini ve fabrikaların çalıştırılması konusunda ortaya koydukları iradeye bizzat tanık olduğunu ifade etti. Çelebi, işyerlerinin çalıştırılması konusundaki yaklaşımlarının, duyarlılıklarını ve sorumlu davranışlarının yanlış okunduğunu vurguladı.
BU TABLOYA BAKARKEN UTANMALI
Çelebi, “Şimdi kaytarmak, işsizlik konusunda işi sürecinden başka bir yere sürüklemek, hedef haline getirmek gibi bir yaklaşımı var ve bunun sonucunda sendikacılar hedef haline geliyor, vuruluyorlar, öldürülüyorlar, suçlanıyorlar. 1980 darbesinde Türkiye’nin nüfusu 44 milyondu. Aktif sendikalı işçi sayısı 2,5 milyondu. Bugün ise nüfus 74 milyon aktif çalışan sendikalı sayısı 675 bin. Şu tabloya bakarken utanmalı. 1980’de işçiler reel olarak milli gelirden ve üretimden yüzde 42 alıyordu, bugün ise aldıkları pay yüzde 17’lere düştü. Bu her şeyi ifade etmektedir. Sayın Fırat, dolayısıyla daha baskıcı, tehditvari, asgari ücretin altında kölelik düzenini dayatan bir uygulama öneriyor. Aslında böyle değil de bir platforma gelsin nerede istiyorsa hangi zeminde olursa olsun konuşalım” diye konuştu.
PATRON KİMLİĞİYLE KONUŞUYOR
Fırat’ın işçilerin sendikacılar yüzünden işsiz kaldı yönündeki sözlerine ise “Çok ayıp ediyor” yorumunu yapan Çelebi, işçilerin AKP iktidarı döneminde yeni bir hak elde etmediğini, aksine hak kayıpları yaşadığına dikkati çekti. Sendikacıların her dönemde bu hak kayıpları için mücadele ettiğini anlatan Çelebi, 1980 darbecilerinin dahi cesaret edemediği düzenlemelerin AKP iktidarı döneminde Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak yaşama geçirildiğini aktardı. Çelebi, “Gözlerini şimdi de kıdem tazminatına, bölgesel asgari ücrete dikmişlerdir. Dolayısıyla Fırat, bir sanayici, patron kimliğiyle, patron edasıyla konuşuyor. Bu siyasetçi edası değil. Bunlar siyasetçinin konuşacağı şeyler değil” şeklinde konuştu.
FIRAT’IN NE YAPTIĞI ORTADA
Adana’da yüzde 26.5 oranında işsizlik olduğunu anımsatan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın 8 yıllık AKP iktidarı döneminde Adana milletvekili olarak bu konuda ne yaptığının ortada olduğuna vurgu yaptı.
GÜLÜNECEK AKILDIŞI TESPİTLER
AKP iktidarı döneminde Adana’da fabrikaların kapatıldığını, işsizliğin ve kaçak işçiliğin arttığını öne süren Boğa, işsizliğin faturasının sendikalara çıkarılmak istendiğini belirterek bunların akıldışı tespitler olduğunu ve bunlara ancak gülünebileceğine dikkat çekti.
Boğa “Hakikaten gülünç şeyler. Çünkü her şeyin başında kendi siyasi iktidarları var. İstedikleri yasayı geçiriyorlar. İstediklerini tutuklayıp istediklerini içeri attırabiliyorlar. İstedikleri yargıyı dizayn edebiliyorlar. Her yere muktedir olanlar işsizliğe muktedir değil. İşsizlikle ilgili sendikaları suçlayanlar gerçekten gülünç bir duruma düşüyorlar. Sendikaların eksiklikleri olabilir. AKP’nin uygulamalarına karşı yeterince reaksiyon gösterememişlerdir. Bu konuda belki kendi yetersizlikleri vardır. Bunları ele alabiliriz ama konfederasyonlar dönem dönem siyasi iktidara karşı mücadele etmeyi de bildiler. TEKEL eylemleri sırasında 6 konfederasyon 4/C’ye hayır dedi. 6 konfederasyon 4/C’nin yaratacağı tahribatı hesaplayarak ‘Hayır’ dediler. 2009’da Türkiye Kamusen ile KESK bir günlük iş bıraktı. Demiryolcuları işten attılar. Bunların tek temel talepleri insanca yaşamaktı” diye görüşlerini açıkladı.
AKP’NİN SENDİKA DÜŞMANLIĞINI ANLAMAK ZOR DEĞİL
Hükümetin asgari ücreti 700 TL’ye dahi çıkaramadığını dile getiren Boğa, 1000 TL’nin altındaki bir asgari ücretle 4 kişilik bir ailenin ay sonunu nasıl getirebileceği sorusunu yönelterek “Bunları yapan, insanları açlığa, sefalete mahkum eden, 5-10 kilo bulgura, pirince, kömüre talim ettiren, sadaka toplumu yaratan sosyal devlet olgusunu yitiren bir AKP hükümetinin sendika düşmanlığını anlamak zor değil” diye açıklama yaptı.
4/C’NİN MİMARI İNSANLIĞIN DÜŞMANIDIR
4/C’nin uygulamasının yarattığı tahribat ortada olduğunu anlatan Boğa,  4/C’yle çalışan bir emekçinin emekli olmasının hayal olduğunu belirten Boğa, ve bu uygulamanın mimarı olduğunu söyleyen Fırat’ı “insanlığın düşmanı” olmakla suçladı.
SİYASİ İKTİDAR EMEKÇİLERİN KARŞISINDA SINIFTA KALDI
Libya’da yaşanan olaylara da değinen Boğa, bu ülkede 25 bin Türk işçi bulunduğunu ve bunların geri getirilmesi için devletin gemi, uçak gönderdiğini belirterek, bu kişilerin neden Libya’da çalıştığına bakılması gerektiğini ifade etti. Boğa, 25 bin kişinin Türkiye’de aç kaldıkları için Libya’ya çalışmaya gittiğini vurgulayarak, dünyanın her yerine bu nedenle Türk işçilerin gittiğine işaret etti. Boğa, “ Burada fabrikaları kapatırsan, insanları açlığa mahkum edersen, özelleştirmeler sonucunda kamu kurum ve kuruluşlarını arpalık olarak kendi yandaşlarına sunarsan, oradaki işçi de karnını doyurmak için gider. Özelleştirmelerle birlikte taşeronlaşma da artıyor. Bugün Numune Hastanesi’nde 100’e yakın işçi bu yüzden direniyor. Taşeronlaştırmanın, 4/B, 4/C’nin fikir babası olan bir siyasi iktidar işin açıkçası emekçilerin karşısında sınıfta kalmıştır.  Bunun ötesi berisi yok” diye suçlamada bulundu.
BU HALK BUNLARA LAYIK DEĞİL
Başbakan Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek için “Koltuğunu bırak git” derken, Torba Yasa’yı protesto eden emekçileri gaz bombasıyla boğmak istediğini iddia eden Boğa, AKP Hükümetinin kendine yandaş sendikalar yaratmak istediğini öne sürdü. Boğa, “Bu kadar ilkel, antidemokratik bir uygulamanın uygulayıcısı bir siyasi iktidarın sendikalara söyleyebileceği yoktur.  Almanya’da da İtalya’da da Fransa’da da sendikaların ne yaptığını görüyoruz. Fransa’da emeklilik yaşları yükseltildi diye sendikalar grev yaptı, öğrenciler bile destek verdi. Yunanistan’da sendikalar günlerce eylem yaptı. Bunları görmeyen bir Hükümet, milletvekili bizi nasıl temsil eder. Bu halk bunlara layık değil. Bu milletvekilleri bu halka bu uygulamalarıyla hesap verecek” şeklinde konuştu.
AYIP, EMEKÇİLERE KARŞI SAYGISIZLIK
Fırat’ın sendikacıların isteklerinin bitmek bilmediği yönündeki sözlerine de tepki gösteren Boğa, iktidarın açıkladığı 4 kişilik ailenin geçim standardını istediklerini ancak Hükümetin bunu vermekte bile imtina ettiğini ileri sürdü. Boğa “Ne istemiş bu sendikacılar? Ücretli, sözleşmeli öğretmenlik kaldırılsın, kadrolu istihdam sağlansın diyoruz. 350–360 bin öğretmen ihtiyacı var. KPSS mağduru da yüz binlerce işsiz var. Şimdi bunu ben görüyorum da Hükümet mi görmüyor? Kalkıp da ‘Sendikaların istekleri bitmiyor’ demek kendi durumunu inkar etmektir. İktidar yıpranmıştır ve bu durumu baypas etmek istiyorlar. Onun için de ibreyi sendikalara göstermek istiyorlar. Kamu kurumlarını özeleştirdiler. Şimdi her yerde bütün hizmetler parayla alınır satılır oldu. Yüz binlerce insan sigortasız çalışıyor. OSTİM’ deki patlamalarda 30 işçi öldü. TBMM’ye 5-6 km ötede çalışan kaçak işçiler bunlar. Bunlar bile güvencesiz çalışıyorken kalkıp da sendikaları suçluyorsan halt ediyorsun. Ayıp, emekçilere karşı saygısızlık”  diyerek tepkilerini dillendirdi.
SENDİKA AĞALARINA ÖZENİYORSA
KENDİ SENDİKALARINI KURSUNLAR
6 yıldır sendika başkanı olduğunu ve sendikadan herhangi bir ücret almadığının altını çizen Boğa, Fırat’ın ücret sendikacılığı yapıldığı yönündeki iddiasına “Kendi çeperinde birkaç sendika ağası varsa ona bakarak imreniyorsa kendileri de bir sendika kursun ve milletvekilleri bu sendikaya üye olsun. Kendisi de o özlem duyduğu sendika ağalığını o şekilde giderir diye düşünüyorum” sözleriyle yanıt verdi.
FABRİKALARI SENDİKACILAR KAPATMADI
Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözlerine tepki gösteren bir diğer sendikacı ise DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Arslan oldu. Hükümet tarafından yapılan araştırmalarda açlık sınırının 1000 TL, yoksulluk sınırının ise 2500 TL olarak açıklandığını, Asgari Ücretin ise 630 TL olduğunu anımsatan Arslan, bunun bir çelişki, dengesizlik olduğunu söyledi. Sendikacıların çalışanların en azından açıklanan yoksulluk sınırında bir ücret almasını istediğini dile getiren Arslan, insanca bir yaşam için bunun gerektiğini ifade etti.
Mersin yolu üzerindeki 10–15 fabrikanın kapandığını anlatan Arslan, bu fabrikaların sendikacılar tarafından kapatılmadığının altını çizdi. Arslan, “Bunları kendileri kapattılar, başka ülkelere taşıdılar. Adana Türkiye’de işsizlikte birinci sırada. Sorumluları da yine kendileridir. Buradaki sermayeyi dışarı taşıdılar. Buradan giden ve dünyada başka yere yatırılan sermaye Türkiye bütçesinin üçte biri. Onun için sorumlusu sendikacılar değil yetkililerdir” diyerek Fırat’a yanıt verdi.
FIRAT’IN SÖZLERİNDE ÇELİŞKİ VAR
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’na bağlı Eğitim İş Sendikası Adana Şube Başkanı İsa Kayadan ise Fırat’ın basın mensuplarının sendikalaşmasıyla ilgili sözlerine katıldığını ancak, iktidarın bu söyleme aykırı uygulamalar yaptığını savundu. Bu anlamda Fırat’ın sözlerinde bir çelişki olduğunu dile getiren Kayadan “Sayın Fırat basında tarafsızlık ilkesiyle bunu söylüyorsa güzel söylüyor ama mensubu olduğu iktidar partisi bu ilkeye inanıyor mu? Burada bir çelişki var. Soner Yalçın’ın gözaltına alınması sendikasızlığından mı yoksa eleştirel düşünce içerisinde olmasından mı? Sayın Fırat’ın bunu gözden geçirmesi lazım. Söylenenlerle uygulananlar arasında ciddi bir çelişki var.Sendikaların işsizlik yarattığına veya isteklerinin bitmediğine yönelik açıklamasını da haksız buluyorum. Şık bulmuyorum” diye görüş sundu.
SİYASİ MESAJLAR İÇEREN PATRONCA BİR AÇIKLAMA
Sendikaların çalışanların en iyi şekilde, insanca daha onurlu bir yaşam elde etmesi noktasında mücadele verdiğini anlatan Kayadan, bu mücadeleyi verirken dile getirilen isteklerin dünya standartları göz önüne alınarak istendiğini belirtti. Kayadan, “Yani ‘Sendikalar işsizlik, istihdam problemi yaratıyor’ düşüncesi eşyanın tabiatına aykırı. O zaman sendikalar var olmaz. Sayın Fırat’ın sözlerini siyasi mesajlar içeren patronca bir açıklama olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.
SİYASİ VE İŞVERENE YÖNELİK MESAJLAR VAR
1980 darbesinden sonra sendikacılığın önemli bir darbe aldığını ve  toparlanana kadar iktidarlar ile işverenlerin de müdahale ettiğini ifade eden Kayadan, bu nedenlerden kaynaklı olarak ilkeli sendikacılık yolundan sapmalar olmuş olabileceğini söyledi. Kayadan tüm bunlara karşın emekçilerin insanca, onurlu bir şekilde yaşamak için mücadele ettiğini kaydederek, Türkiye’de grevli toplu sözleşmeli sendikal hakkın verilmemesinin bir demokrasi ayıbı olduğunu dile getirerek bu eleştirileri haksız bulduğunu söyledi. Kayadan, “Sayın Fırat’ın sözlerinde siyasi, sempatik ve emekçiye değil de işverene yönelik mesajlar var”  diyerek sözlerini noktaladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder